10 Şubat 2011 Perşembe

ANNEMİN KANI KANAMASIN

Geçen hafta cumartesi günü,yani tatil denilebilirse bir tatil sabahı,oğlumla baş başa güzel bir kahvaltı yapalım diye niyetlendim.Çayı demledim,bir de omlet yapayım da oğlumla yiyelim diye düşündüm.Buraya kadar her şey normaldi.Taaa kiii omletin  içine peynir koymaya karar verene kadar.Yumurtaların üstüne peynir ilave etmek için peynir kabını çıkardım.Çatalla biraz peynir alırken bir acı hissettim ve feryada başladım.Ben becerikli ev hanımı peynir çıkarayım derken parmağımın bir kısmını gözden çıkarmayayım mı!Yasirrrrr koş mendil getir elim kanıyor diye bağırıvermişim.Benim merhametli oğlum annesinin elini iyileştirmek için gerekli olan her şeyi sağladı.Az daha bayılıyordum.Sanki parmağım değil içimden bir şeyler koptu.
           Ogün boyunca 2 kutu yara bandını bitirdim ve parmağım havada dolaştım.Neyse gün bitti uyuduk.Sabah olunca Yasir:" Anne parmağın hala kanıyor mu?dedi.Parmağıma baktım hayır kanamıyor dedim.Yasir:"Anneciğim ben Allah'a dua ettim dedi"
          -Ne dedin oğlum dedim
          -"Allah'ım annemin kanı kanamasın"diye dua ettim dedi.
  Canım oğlum benim nasıl da annesini duygulandırdı.Çok merhametlidir benim oğlum .Büyümüş de dua  da edermiş benim oğlum.Annesinin bir tanesidir o....

2 Şubat 2011 Çarşamba

SİNDERELLA

        Annem bana sinderella diyor neden mi?Çünkü annem ayakkabılarımı özenle ayağıma giydiriyor,aradan  bir dakika bile geçmeden bir de bakıyor ki ayakkabımın teki yok.Nasıl oluyor bilinmez ama ayakkabımın teki var teki yok oluyor.Annem bu sorunu halletmek için çeşitli denemeler de bulundu.Mesela örgü patik yaptırdı,farklı pandifler aldı,hatta Seda Teyzem çok güzel bir panduf aldı,farklı ayakkabılar giydirildi ama nafile...
      Sonuç olarak adımın önündeki sıfatlara bir yenisi daha eklendi.
      SİNDERELLA ZÜMRA

ANNE SAKIN BENİ BIRAKMA

          Yasir paşa o kadar çok alıştı ki benimle birlikte olmaya ne yapacağız bilemiyorum.Geçen günlerde teyzesiyle bir özel üniversite de yüksek lisansa mı başlasak,öğretim üyesi olarak mı çalışsak diye kendi aramızda muhabbet ediyorduk.Yasir:"Anne sakın beni bırakma,sen ne kadar kötü bir annesin"dedi.
          Eeee ne yapalım oğlumuzun sözü bizim için emir telakki ediyor.Ben de artık o ilk öğretime başlayınca onun başlayacağı okula,üniversiteye başlayınca da aynı üniversite de görev yaparım.
          Ne de olsa emir büyük yerden.

18 Ocak 2011 Salı

1.ETAP ,2.ETAP,3.ETAP.......:))))))

HAYATIMIZIN VAZGEÇİLMEZLERİ
            Akşamları işten çıkıp eve dönmemiz bir hayli maceralı oluyor.Yasir'in daha servisi görür görmez "anne ben senin yanında oturacağım"diye çığlıklar atmasıyla maceramızın başlama stardı verilmiş olur.Şayet kendileri yanıma oturma şerefine nail olamamışsa servis ve bütün  mahalle Yasir'in sesiyle yankılanır.
           Minik kızım çıt bile çıkarmadan eve ulaşmak için sabırsızlanır.Belki huysuzlanma sırası o an ona da gelmiş olsa daha fazlasını yapacak ama abisinden sıra gelmez.Eve geldiğimizin göstergesi olan zile, bastığımız an bütün apartman Afra tarafından ŞAŞİRRRRR,DÜMRAAAA feryatlarıyla çın çın çınlar.Tabi Yasir'in bu olaya tepkisiz kalması imkansız Oda yaşasın Afva Afva diye karşılık verir.Yaşı küçük ,cismi büyük Zümra ise kahkahalarla güler geçer bu karşılama merasimine.Bu arada apartmandakiler Allah bilir içlerinden bize neler neler sayıp döküyorlardır.Eeee bir nebze de olsa haklılar bukadar da olmaz kiiiii.
         Yoğun bir mücadeleden sonra artık evin içindeyiz.Ben zatı muhterem Elif anne,teyze,hala bir nebze de olsa ohhhh deme fırsatı bulmuşumdur.EEE ne de olsa 1.etabı geçmiş durumdayız.Burada mühim olan başarı değil bir sonraki etaba ulaşıp ulaşmama.
         Emniyet kemerlerinizi takın ikinci etap başlıyor....Yoğun bir mücadeleyle üstümüzü çıkarttıktan sonra Afra annesinin gönderdiklerini Yasirle paylaşır,sonra paylaşamazlar ve bu benim bu benim diye sloganlar atılır.Yasir ağlamaya başlar Afra yavrum benim o merhametli kalbine yenik düşer  ve her ne kadar da istemese "Al Şaşirrrrr al"diye Yasir'e verir elindeki avucundakini.Zaten vermese de YASİR  hoşuna giden oyuncakları çaktırmadan kendi odasına taşır.Afrayla orada oynamak için:)))))))))
        Evet bir etabın daha sonuna ve diğer etabın başına geldik.3.etap da Afrayla Yasir'in yukarıya çıkabilme mücadelesi,önce Yasir Afraya"Afvaaa hadi çıkalım"der.Sonrasında kimsenin ruhu duymadan bir solukta yukarıya çıkarlar.Biz evin büyükleri tarafından fark edildikleri gibi aşağıya çekilirler.Afva bana tüm sevimliliğiyle eyifff,eyiiiif hadi çıkalım deyince benim bütün tabularım alt üst olur ve kendimizi yukarıda buluruz.Hemen televizyona özel cd'miz takılır ve müzik eşliğinde başlarız dans etmeye"EN BÜYÜK KİM ALLAH"ilahisi vazgeçilmezimizdir aynı zamanda açılış müziğimiz.Yasir de Afra da  bu şarkıyı özel dans figürleriyle tamamlarlar.Sonrasında "kumbaramızı açalım kumbaramızı açalım;paraları sayalım paraları sayalım,biz

15 Ocak 2011 Cumartesi

ŞİMDİ OKULLU OLDUK

                                              

           EĞİTİM HER YAŞTA ŞARTMIŞŞŞŞ
  
          Ben zatı muhterem Zümra tabiri caiz ise gözümü okulda açtım.Dünyaya geldikten iki ay sonra her sabah annemle şu şarkıyı söylüyoruz:"Şimdi okullu olduk,sınıfları doldurduk,sevinçliyiz hepimiz,yaşasın okulumuz."
          Galiba çok daha uzun seneler bu şarkıyı söylemeye devam edeceğim.Benim annem aslında Türkçe öğretmeni ama abim ve benim için iki yıldır özel bir anaokulunda müdürlük yapıyor.Hal böyle iken her sabah okul yollarında şarkılar söylüyoruz.
           Bu durumdan şikayetçi olduğumu zannetmeyin annem yanımda  hatta abim de daha da ne isteyeyim değil mi?Okul eğlenceli bir yer.Ben de çocukları çok seviyorum.Onları görünce mutluluktan ne yapacağımı bilemiyorum.Hele okula ayda bir tiyatrocular geliyor.Onların gösterilerine bayılıyorum.Galiba onlar da bana:)))
          Abim iki buçuk yaşından beri ;ben iki aylıktan beri okuldayım.Babam matematik öğretmeni annem Türkçe öğretmeni analayacağınız üzere ömrümüz okullarda geçecek gibi görünüyor.
         Şimdilik okuldaki bütün öğretmenler ve bütün sınıflar benim.Bu durum hoşuma gidiyor.Büyüyünce abim kadar olunca bir sınıfım bir öğretmenim olacak hangisi daha iyi şimdilik bilemiyorum.Annemle sabahları kat teftişi yapıyoruz.Bu küçük gezinti çok hoşuma gidiyor.Tek tek bütün öğretmenlerime günaydın deme fırsatım oluyor ve bütün çocuklara da.Çocuklar beni görünce abim gibi zıplıyorlar beni selamlamak için.Bu zıplama eylemi toplu olunca daha da çok hoşlanıyorum.Ve ben de onlara o eşsiz gülücüklerimden ikram ediyorum.
         Annem eğitirken ben de eğitiliyorum.Çok eğleniyorum

Kardeşime



                                                             ABİSİNİN BALLARI
         Kardeşim benim için çok önemli,onu kimselerle paylaşamıyorum.Her sabah annem ben ve kardeşim birlikte okula gidiyoruz.Ve her sabah annem ayakkabılarını giyebilmek için kardeşimi annaneme verdiği zaman o bizimle gelmeyecek korkusuna kapılıyorum.
       Annemle birlikte onu büyütmeye çalışıyoruz.Çünkü kardeşim büyüyünce birlikte parka gideceğiz,markete gideceğiz ve benim vazgeçilmez mekanım olan ANTARES' E gideceğiz.
       Doğduğu günden beri onun gelişimini an be an takip ediyorum.Önce heyecanla göbeğinin düşmesini bekledik.Düştüğü gibi herkese müjde verdim.Sonrasında kırkının çıkmasını bekledim.Annemler bebek kırkı çıkınca birden büyümeye başlar diyorlardı.Ve merasimler başladı .Kardeşimin kırkı çıkacaktı.Annanem Zümra'nın yıkanma suyunu dualarla hazırladı.Sabırsızlıkla yıkanmasını bekledim.Kırkı çıkınca kocaman olacak zannetmiştim,ta ki yıkama işlemi bitene kadar.Bir de baktım ki kardeşim aynı.Çok büyük hayal kırıklığına uğradım doğrusu.O gün neyse ki Seda teyzem ve Can Amcam(Ben sana aşık oldum)Zümra'nın kırkını uçurmak için bizi balık lokantasına getirdiler.Bu Zümra'dan çok Afrayla bana yaradı.Çok güzel bir yerdi.Afrayla salıncaklarda sallandık,kaydıraktan kaydık.Dedim ya kardeşimi çoook seviyorum.
       Sonra kardeşimin bir gün arayla iki dişi çıktı.Her gün kontrol ediyorum diğerleri de çıkacak mı diye.Gerçi ben Afranınkileri de kontrol ederdim yakından.Biliyor musunuz kardeşim ağlayınca onu tek ben susturabiliyorum.Ya abisinin balları diye bağırıyorum ya da zıp zıp zıplıyorum.O da gülücükler atıyor bana.Annem bazen çok sinirleniyor Zümraya çünkü Zümra biraz huysuz.Ama onu da yatıştırmak bana düşüyor"anne kızma kardeşime o daha bebek anlamıyor"diyorum annemin de siniri geçiyor.
       Annem hep Zümrayla ilgilenmek zorunda kalıyor;ama sağolasın annanem,Merve teyzem,dedem,Seda teyzem hep birlikte bu zor dönemi atlatmam için bana yardımcı oluyorlar.Beni gezmeğe götürüyorlar,benimle oyunlar oynuyorlar,süprizler yapıyorlar.Ve böylelikle kardeşim büyüyor.
                                      İYİ Kİ DOĞDUN KARDEŞİM
      

HÜPTİRİK

                                                                KİME NİYET KİME KISMET
                    
  Merve teyzem,dün iş yemeği dönüşünde Yasir Abim için Hüptirik almış.Yasir abim görür görmez:"Merve teyzem inanki ben onu yemem"dedi.Bu sesle benim zaten kocaman olan gözlerim daha da bir kocaman oldu.Ver ver diyiverdim birden.Tabii ben bebeğim ya kimse benim için üfürükten de olsa hüptirik almıyor.Annemin elinden çektiğim gibi hüüüüüüppp diye yutuverdim.Hani bir söz vardır ya"isminin hakkını vermek"işte bu noktada takdir ettim doğrusu üretici firmayı.İsmi gibi hüüüüüüüp diye insanın midesine akıyor.
          Yasir abim de olmasa zor tadacaktımhüptirikleri.Abimi çok seviyorum .
                  
         Eeeee ne demiş atalarımız"Kime niyet kime kısmet"